6 Mayıs 2016 benim için çok
heyecanlı güzel bir gündü. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi
Türkça 1-A Sınıfının konuğuydum o gün. Sevgili Devrim Sıla Kara, beni
sınıflarına yaklaşık bir ay kadar önce davet etmişti ve ben o günden beri 6
Mayıs’ı iple çekiyordum.
Kampüse ulaştığımda beni güler
yüzlü üç güzel insan, Devrim Sıla Kara, Laleş Güçlü, Furkan Su ve Kemal Köylü karşıladılar.
Kafede çaylarımızı içip biraz sohbet ettikten sonra sınıfa geçtik. O kadar
çeşitli ve güzel sorular hazırlamışlardı ki kendimi, düşüncelerimi anlatmakta
hiç zorlanmadım. İnsanın karşısında son derece dinamik ve ilgili gençler de
olunca siz tahmin edin keyfimi.
Sosyal yaşama, edebiyata, yazmaya
ve öyküye dair pek çok soru sordular. Ben hızımı alamamış olacağım ki soruların
tamamı sorulamadan seksen dakika su gibi aktı geçti. Yine de süreye takılmayın
isterseniz devam edebilirsiniz diyerek de nezaketlerini gösterdiler.
Tahtaya, kitabımdan alınmış bir
cümlenin yazılmış olduğunu fotoğraflardan gördüm :))
Söyleşi bittiğinde bana “Geleceğin
öğretmenleri olan bizlerden neler bekliyorsunuz?” sorusunu sordular ki
aramızda anlaşsak bu kadar denk düşemezdi bu soru. Evet, tüm edebiyat öğretmeni
adaylarından ve görevdeki öğretmenlerimizden çok önemli bir talebim vardı. Böylece
onlara da bunu söyleme olanağı bulmuş oldum. Onlardan, öğrencilerine dil bilgisi kurallarını çok iyi
öğretmelerini rica ettim. Ne yazık ki ülkemizde en büyük yayınevleri bile bu konuda yeterli hassasiyette değiller. Ben onların gözlerinde iyiyi, güzeli öğretme isteği gördüm, umarım öğrencileri de en
az onlar kadar istekli olur.
O günün güzel yanlarından biri de
geleneksel Aşure Günü olmasıydı. Hele de benim gibi aşureyi çok seven biri
için. Canlı müzik dinletilerinin eşliğinde afiyetle aşurelerimizi de yedikten
sonra ayrılma vakti geldi ve ister istemez ayrıldım.
Bana bu güzel, anlamlı günü
yaşatan, Öğretim Görevlisi Sayın Feyyaz Sağlam’a, 1-A sınıfı öğrencilerine, projede
görev alan Laleş Güçlü, Hilal Pehlivan, Sümeyye Özcan, Selma Darcan, Kemal
Köylü, Kerem Arslan, Şule İnce, Nisa Arslan, Pervin Çiçek, Furkan Su, Doruk
Çetiner, Gizem Işıldar'a çok teşekkür ederim ve tabi özel bir teşekkür de Devrim
Sıla Kara’ya.
Hepsiyle tekrar görüşebilmek dileğiyle...
Hepsiyle tekrar görüşebilmek dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder