16 Mart 2012 günü etkinliğimiz, Buket Akkaya’nın Zeliha Akçagüner’in yaşamını aktaran sunumuyla başladı. Ardından, Zeliha Akçagüner’in Çocuk Yazınıyla ilgili çalışmaları ve bu türdeki yapıtları hakkında Mehmet Atilla, Zeliha Akçagüner’in romanları üzerine Filiz Gülmez, öyküleri üzerine ise Esma Zafer Ertan konuştular.
Zeliha Akçagüner'in yaşamı
Zeliha Akçagüner, 6 Haziran 1935 de Sivas’ın Divriği kazasında, Jandarma Komutanı Sait Erkul ve eşi Nuriye Hanımın dördüncü çocuğu olarak dünyaya geliyor.
Divriği, Selçuklulardan kalma tarihi mekânlarının olduğu bir bölge ve yazar yaşadığı yerden çok etkileniyor. Bunu her seferinde; “Benim anavatanım çocukluğum, çocukluğumsa Divriği’dir” diye özetliyor… 1946 da Sait Bey emekli olduktan sonra çocuklarının eğitimi için İzmir’e göç ediyorlar. Kardeşler; İsmet, Saadet, Bahtiyar, Zeliha ve Oğuz, babalarının bir tek emekli maaşıyla yüksek eğitimlerini tamamlıyorlar.
1956’da Edirne Yatılı Kız Öğretmen okulundan mezun olan yazar, eşi Fahri Bey’le evlenip Kula’ya öğretmen olarak atanıyor. 1959 da ilk oğulları Tanju, 1964 de ikinci oğulları Alp dünyaya geliyor. Kula’da yaşadığı yıllar ve orada öğretmene duyulan saygı, yazarın yaşamında derin izler bırakıyor. Aslında edebiyat öğretmeni olmak isteyen Akçagüner evliliğe öncelik verdiği için o yıllarda devam zorunluluğu olan Gazi Eğitim Fakültesi Edebiyat bölümüne giremiyor. Bu olay yazarın içinde hep yara olarak kalacaktır. Diğer taraftan sanata duyduğu ilgi ve yatkınlık onu Kız Teknik Yüksek Öğretmen okulunda okumaya yönlendiriyor. 1962 yılında bu okuldan mezun olup orta öğretime resim ve ev ekonomisi derslerine girmeye başlıyor. Ödemiş lisesine gelene kadar Fahri Bey ve Zeliha Hanım burada görev yapıyorlar.